Andorra Tarihi
Andora, resmi olarak Andora Prensliği olarak bilinen ve aynı zamanda Andora Vadileri Prensliği olarak da anılan, Avrupa’nın güney-batı bölgesinde Doğu Pireneler dağlarında yer alan, Fransa ve İspanya ile sınırı olan bağımsız bir kara ülkesidir. Mevcut prenslik 1278’de kurulmuştur. Fransa’nın cumhurbaşkanı ve Urgell kasabasının Roma Katolik başpiskoposu Andora’nın yöneticileri olarak kabul edilirler. Monarşi, Andora’nın yönetim biçimidir.
Andora topraklarında keşfedilen ilkel mücevherler ve çanak çömlekler Neolitik Dönem’e tarihlendirilmiştir. La Serra d’Enclar ve Cedre yerleşimlerinin yakınında Bronz Çağı eserleri de bulunmuştur ancak Bronz Çağ eserleriyle ilgili çok az belge vardır. Andora ülkesinin yerli sakinlerinin kuzey İspanya’nın Bask halkının akrabaları olduğu ve Andora’nın Bask kökenli olduğu tahmin edilmektedir. Ülkeye yerleşen diğer kabileler arasında güneyden gelen İberyalılar ve Andosinoslar da vardır.
Andora 8. ve 9. yüzyıllarda Roma İmparatorluğu’nun bir bölümüydü. Roma çöktükten sonra Andora kuzeydeki barbar kabilelerinin geçit olarak kullandıkları bir güzergah haline geldi. Vandallar, Vizigotlar ve Alanlar gibi bir dizi kabile, Andora topraklarına geçişlerinin izlerini bıraktılar.
Andora’nın hikayesinin Müslüman ordularının Tarık Bin Ziad önderliğinde İspanya’ya girmesiyle başladığı düşünülmektedir. İspanya Müslümanları Morolar, İspanya topraklarına yayılınca Pirene Dağları’nda yaşayan Hristiyan köylüler göç edip vadilere yerleşmişlerdir. Andora da yerleşilen bu vadilerden biridir. Andoralılar Müslüman baskınlarına karşı kral Charlemagne(Şarlman)’den yardım istediler. Müslümanların Fransa’ya ilerlemesinden çekinen Şarlman bu talebe karşılık vererek Andora ve çevresindeki Müslümanları daha uzak bölgelere sürdü. Şarlman’ın oğlu Dindar Louis Müslümanları Valira Nehri’nin yakınındaki bir ovada yendi. Louis, Andora’yı Urgell Kontluğu’nun denetimine verdi. Kral Şarlman Andoralıların gösterdiği kahramanlıklar sebebiyle Andora’ya ”Carta de Fundacio d’Andora” isimli bir yasa vererek Andora’ya kendi topraklarında egemen bir yönetim olarak tanımlamadı.
1933’te, bazıları hükümette yüksek makamlarda bulunan bir dizi Andoralı, bir Rus olan Boris de Skossyref’in kendisini Andora Kralı I. Boris olarak ilan etme girişimini destekledi. Urgell Piskoposu muhafızları tarafından iktidardan uzaklaştırıldı ve yönetimde birtakım karışıklar baş gösterdi. Fransa hükümeti düzenin tamamen bozulmaması için bir askeri birlik görevlendirdi. 24 yaşın üzerindeki erkeklerin oy kullandığı bir seçim yapıldı ve Boris de Skossyref bir süreliğine Andora Kralı oldu.
Andora, Mart 1993’te referandum yoluyla yeni bir anayasanın onaylanmasından sonra Mayıs 1993’te resmen parlamenter demokrasiye geçti. Anayasa, İspanyol ve Fransız yönetiminin aynı anda Andora üzerinde yönetme yetkisinin olduğu kuralını devam ettirdi ancak bu dış yönetimlerin yetkilerini azalttı ve daralttı. Egemen bir yargı, sendikalar sistemi ile siyasi partilerin mevzuatı dahil olmak üzere medeni haklar artırıldı.1991’de ülke, şimdi Avrupa Birliği olan Avrupa Toplulukları ile bir gümrük anlaşması imzaladı. 28 Temmuz 1993’te Andora Birleşmiş Milletlere kabul edildi.
Şu anda Andora, Avrupa’nın gümrüksüz alışveriş cennetlerinden biridir. Alışveriş ülke ekonomisinin büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Turizm ülke halkının zenginliğinin büyük bölümünü oluşturuyor. Ülkede konuşulan başlıca diller: İspanyolca, Katalanca, Portekizce ve Fransızca’dır. Yürütme Konseyi Başkanı ülkedeki hükümetin başıdır ancak devlet başkanları hala İspanya’daki Urgell Piskoposu ve Fransa Başkanıdır. Ülke, Avrupa Birliği’nin tam üyesi değil, Avrupa Konseyi üyesidir. Andora, bir dizi Avrupa Birliği ticaret anlaşmasında ve Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere diğer küresel kuruluşlarda yer almamaktadır.