Septisizm Felsefe Notları
SEPTİSİZM
Septisizm sadece kuşkuculuk anlamına gelmeyip aynı zamanda ‘gerçeğin peşinden koşan araştırmacılar’
anlamına da gelmektedir.
Septik okulun kurucusu Pyrrhon’dur. Diğer temsilcileri: Timon, Arkesilaos, Karnaedes, Aenesidemos ve
Sextus’tur. Ayrıca septisizm üç döneme ayrılmıştır. Bunlar: Pyrrhon Kuşkuculuğu, Akademi Kuşkuculuğu ve
Kuramsal Kuşkuculuktur.
Septisizmi Yaratan Temel Faktör
➢ İyi ve kötünün, doğru ve yanlışın birbirine karıştığı Roma döneminde Septikler diğer felsefe
okullarının ürettiği anlayışlarda bulunan çelişkilere tepki olarak ortaya çıkmışlardır.
➢ Bu dönemde filozoflar ikiye ayrılmıştır bunlar dogmatik filozoflar ve antidogmatik filozoflardır.
Dogmatik filozoflar da kendi içinde ikiye ayrılmıştır. Bunlardan birincisi hakikati bulduğunu ifade
eden filozoflardır. İkincisi ise hakikatin ulaşılmaz olduğunu söyleyen filozoflardır. Antidogmatik
filozoflar yani septikler ise hakikate ulaşamadıklarını ancak ulaşmak için çabaladıklarını ifade
etmişlerdir.
➢ Septikler görünüşler çokluğunun bir açıklamalar çokluğunu gerektirdiğini savunarak her
önermenin karşısına bir başka önerme çıkarılabileceğini savunmuşlardır. Septikler hiçbir
açıklamanın hakikati tam olarak karşılayamayacağını ancak çok sayıda açıklamanın bir bütün halinde
hakikati bir miktar yansıtabileceğini savunmuşlardır. Bu sebeple hiçbir şeye kesin hüküm vermeyip
tüm yargıları askıda bırakmayı tercih etmişlerdir.
Septisizmin Özü
➢ Septisizm mutlu olmayı isteyen insanın şu üç soruyu yanıtlaması gerektiğini ifade etmiştir. Bunlar:
”Var olan şeylerin doğası nedir?”, ”Var olan şeyler karşısında nasıl bir tavır almalıyız?”,
”Benimsenen tavrın sonu ne olacaktır?”.
➢ Algılarımız ne doğru ne yanlıştır. Duyumlarımıza ulaşan uyaranlara bir değer yüklemek zorunda
değiliz yani varlığa karşı kayıtsız kalabiliriz. Bu kayıtsızlık halini benliğimize yerleştirebilirsek zaman
içerisinde ruhsal dinginliğe ve sükunete ulaşabiliriz.
➢ Septikler insan algısının dışında bulunan varlığın gerçekliğini kabul ederler ancak bu gerçekliğin
doğruluğunu ve yanlışlığını tespit edebilecek bir ölçütün olmadığını söylerler.
➢ İnsanların dış gerçeklikle ilgili oluşturdukları hiçbir yargının nesnel olamayacağını ancak öznel
olabileceklerini savunurlar. ”Limon ekşidir.” ifadesi nesnel değil özneldir. Çünkü ekşi olma durumu
bir algıdır. Algı insanda oluşan bir histir. İnsanda oluşan bir his ile insanın dışında bulunan bir varlığı
tanımlarsak bu gerçek bir tanım olmaz. Bu bize göre bir tanım olur. Bütün insanlar limonun ekşi
olduğunu söylese bile limonun ekşi olması nesnel bir yargı değildir çünkü doğruluğun ölçütü tek
bir insan olmadığı gibi tüm insanlık da değildir.
➢ Septikler; Demokritos, Platon, Aristoteles ve Epiküros’un varlığın doğası, evrenin başlangıcı,
maddenin yapısı gibi konulara yönelik araştırmalarını meşru bulmazlar. Çünkü septikler görünüşlerin
gerisindeki gerçeklikle ilgili kesin yargıların oluşturulamayacağını savunurlar. Septiklere göre
insanlar ancak varlığın kendilerine görünen kısmı ile ilgili öznel yargılarda bulunabilirler.
Septik Etik
Hiçbir şeye değer vermeme, iyi veya kötü bir yargı yüklememe anlayışı üzerine inşa edilen septisizmin etik
anlayışı, bilgelik, mutluluk ve ölçülülük üzerine temellenmiştir.
Etik konusunda insanın kendisine yönelik ilişkisine dikkat çeken septik anlayış, insanın sahip olmadıkları için
üzülmemesi, sahip olduğu olumsuz bir özellik sebebiyle kendisini mutsuz etmemesini ve hataları sebebiyle
kendisine acı çektirmemesini tavsiye etmiştir.
Bu sayede ataraxe olarak isimlendirilen ruhsal huzuru yakalayabileceğini savunmuştur.